Kişihaqlar’ı Bildirge’si
HİKMET KİTÂBI’NIN İLKLER’İ, İLKELER’İ
2012
KİŞİHAQLAR’I BİLDİRGE’Sİ
YAZILIŞ SÜRECLER’İ
1983-1993
1993-2001
2001-2012
Bu Bildirge, Hakîm Kitab’ın -İsâ Mesih’e Nisbetli Taqwim’le, İkibinyıl’ın Son 10 Senelik Periyodu’na Tanıklık eden- Samimi Okurlar’ı Tarafı’ndan Qalem’e alınmıştır.. 2008 Arafat’da Weda Haccı’nı, 2012 Taceddin Dergahı’nda İstiqlal’i şu’rederek..
Okumaktan Ma'ni ne
Kişi haqq’ın bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir Kuru Emek’tir.
Yunus Emre
KİŞİHAQLAR’I BİLDİRGE’Sİ ni PDF olarak indir |
Sunum:
Metn’e seçtiğiniz "Kişihaqlar'ı Bildiri'si" Başlığı Rönesans'la başlayan Humanizma Karşıt' bir Söylem. Humanizm Kapitalizm'in Tetikleyici'si ve Yardımcı'sı.. Temel Söylem'i olan "Herşey İnsan için" Humanizm Sonrası Merkez'e Human oturtulur. Çevresi onun İnsafı’na terkedilmiştir. Modernizm- Postmodernizm bir Kırılma değil bir Süreklilik. Humanizm-Kapitalizm İlişkisi'ni, Humanizma Neticesi'nde gelişen Özne-Nesne Ayrımı'nı ve Haq Kavramı'nı Haq'tan dolayı haq’edenleri değerlendirmeye aldık. Bildirge Başlığı'nın önce Yadırgatıcı gelebileceğini biliyorum, aşağıda sıralayacağım Nedenler Dışında sırf bu Yadırgatıcı Yönü bile bence öyle kalmasının Doğru olduğunu gösteriyor. Maddeler hâlinde şunların altını çizeyim: 1. "Humaniter Paradigma"nın dışında bir Açıklama'yla "Haqlar" Sorunu'na el Atış'ta, Farqlılığı, Kalkış Referansları'nın Ayrılığı'nı belirten bir Kavramsal Dil'i Vurgulamamız Gerekli'ydi. "İnsan ve Kişi" Kavramlar'ı Gündelik Dilimiz'de ve Sosyo-Psikoloji'de zaman zaman Nüans'ı aşan ayrı Anlamları'na ait Sözcükler oldukları Malum. Bu Açı'dan yapılabilecek İsabetsizlik Suçlamaları'nın bir Qısmı'na ben de İştirak ediyorum. Ama "İnsan" Kelime'si "Haqlar'ı" Kelime'si ile birlikte ele aldığımızda "İnsan" Kelimesi'nin benim yaşadığım Topraklar'da bundan belki 100 Yıl Öncesi'ne kadar taşıdığı Anlam'ı aşan bir Değisim'e, Başkalaşım'a uğradığı da Gercek. Kerîm Kitap"ın Metni'ne ait bir Kavram olan "İnsan"ın Ötesi'nde artık o "Human"ın Dilimiz'deki Karşılığı olan bir Anlam'la yeniden üretildi. Bu gerekçe ile Farqlı bir Kelime aradım. 2. "Magna Karta"dan Amerika Bağımsızlık Bildirgesi"ne, Paris Şartı'ndan Helsinki Deklerasyonu'na kadar birbirine bağlanan Zincir'deki tüm Metinler bizim Medeniyet Dairemiz'in Dışında yer alan bir Çizgi üzerinde gelişti. Bu Çizgi'nin Paraleli'nde, Karşısı'nda, ya da zaman zaman Çatışmalı bir Çizgi'nin Târihsel Kökleri'ne yaslanan bir Kök üzerinden yaşadığımız Dünya'da "Haqlar" Konusu'nda Tawrımız'ı belirleyen bir Tekst'e Ulaşma Kaygısı'nı Anlamlı buldum. 3. Bu Târihsel Kök'ün birbiri ile Bağlantılı 2 Kaynağı'nı Referans aldım. Biri ait olduğum Medeniyet'i doğuran Kitap, diğeri bu Kitab'ın Bilgirge'yi Qalem'e aldığım Dil'in en Eski Kullanıcılar'ı arasında bulduğu Yankı.. Kitap'ın wahy'edilen belki ilk 15 Sûresi'nden Kalkış'la , bu Kitab'in Tanrı'sı İnsan'ı nasıl tanımlıyor, İnsanlar ve Sultalar arası İlişki'yi nasıl betimliyor' bunların Canalıcı Noktaları'nı yakalamaya çalıştım. 20 Küsür Yıllık Oluşum Dönem'i Sonu'nda Yüzbin'i aşan İnsan'a, bu Kitab'ın Başöğretmeni'nin onu Bildirge'ye dönüştüren (Weda) Hitâbe'si de asla atlanabilir değildi. Yaşadığım Dünyâ'da Kitap'ın İçeriği'ni, biz nasıl bir Beyân(Bildirge) hâline dönüştürebilir ve sunabiliriz Sorusu'na Cewap aradım. Ta ki Dünyâmız'ın Rengi'ni veren Egemen Paradigma, Dünyaları'nda yaşayan bir başka Açıklama ve Tanımlama'nın da Farqı'nda olsunlar. Bildirge'nin Qalem'e alındığı Dil üzerinden Referans, Bildirge'nin Başı'nda yer alan Şiir'de en Güzel Anlamı'ni buluyor. Allâh'ın Kitabı'nı Okuma'nın Anlam'ı. Kişi'ye, Kişi Haqqı'nı kavratabilmektir. Bu Sonuc'u çıkaramayan bir Okuyuş, Kuru bir Emek'ten başka bir Şey olmayacaktır. Bundan 800 Yıl Öncesi’ne târihlenen bu Dizeler'in "Kişi Haqqı" Tamlama'sı, ve bunun "Okuma" ile İrtibatlandırılması'nı çok Anlamlı buluyorum ve "Bu Ülke" İnsanları'na farq'edip, farq'ettirmeyi bir Sorumluluk addediyorum. 4. "Human Rights" Tamlama'sı her ne kadar 300 Yıl'ı aşan bir Geçmis'e Sâhip değilse de onu hazırlayan 500 Yıllık bir Gecmiş'in Düşünce Târihi'nde "Humaniter" Uğraşlar içinde anıldığı malum. "Kilise "ile Kavgalı olan bir Kusağın bu Kavgası'nda "Human" kendisi Cendere'ye sokan "Kilise"ye karşı Özgürlüğü'nü Deklere etmektedir. Başlangıç'ta Kilise Dışı kalan Dindar Humaniter bir Çevre de bu Arayış'ın içindedir. Târih'in Akış'ı Nihayi Kavga'yı Kilise'yi aşan şekilde Tanrı-İnsan Karşıtlığı'na kilitlemiştir. Avrupa'nin bu "Tanrı" Karşıtlığı'nın Târihsel Haqlılık Paylar'ı büyük. Ama benim ait olduğum Medeniyet'e bu Kavga bire bir Tercüme edilemez, bu Büyük bir Haqsızlık'tır. 5. Saltanatlar'ın yıkıldığı, Cumhuriyetler Çağı'na Geçiş'in yaşandığı Dönemler'de yıkılan Kilise Otoritesi yerine Human Krallıklar'a karşı Özgürlük Arayışı'na girisir. Artık Askerî ve Yasal Sulta'ya karşı Birey İnsan'ın Haqq'ı için Bildirgeler Qalem'e alınmaktadır. Bağımsızlık Savasları'nda "Ezilen Halqlar" Human'ı Temsil ederken, Mütegallib Uluslar Human Karşıt'ı olan Kilise'nin, "Krallık"in yerini almıştır. Sınıf Temelli Enternasyonal Bildirgeler'de Human Ezilenler'i Temsil ederken, onun Karşıt'ı olan Zulum Aygıt'ı "Burjuva" olacaktır ve bir sonraki Aşama da "Kapitalim".. Tüm bunlar "İnsan Haqlar'ı" Kavramı'nın aynı Paradigma içinde yeniden Tanımlanma Arayışları'dır. Bugün'den bakılırsa görülen ne? Bir yanda Global Dünyâ'nın Kurucu İrâde'si mesela G-8 ler Adı'yla toplanıp "İnsan Haqları"nı konuşuyorlar. Bu Gidişat'tan Rahatsız Yığınlar'n Izdırabı'nı dillendiren "Sivil Toplum Kuruluslar'ı" yine Global Çap'ta Kuşatıcı Protestolar'la "İnsan Haqları"na Çağrı'da bulunuyorlar. Bu bir Paradox.. 2 Taraf'in da Dili'nde aynı Söylem, aynı Referans.. Bu Muhalefet'in Yokoluş'u, İnsanlar'ın tek Tip bir Paradigma'ya Teslim edilmesi demek.. Yukarda anlattığım Medeniyet Farqlılığımız'dan kaynaklanan Farqlı bir Bildirge İhtiyac'ı Açıklamama, bir de bu Açı'dan bakmaya denedim. ben de Dünyâ'nın Gidişatı'ntan Rahatsız bu 2."Sivil"Alan'dan bir Bireyim. ve benzer Bireyler'le beraber aynı Referanslar'a Sâhip olan bu Dünyali bir Kitle, Halqım.. Ama Global Sivil Hareketler'in Mücadeleleri'nde, Karşıtları'yla aynı İlkeler'i yüceltmeleri'nin Yanlışlığı'na Qâni'yim. kendi Farqlılık ve daha Anlamlı bulduğum Dayanağı İfâde etme İhtiyac'ı duyuyorum.
§01- Elif Alaq I
Okurlar, kendi Kişilikleri’ni, -kendilerini yaratan Rabb Tarafı’ndan yazıldığına yaqînen inandıkları- Kitâb’ın Satırları’nı adımlayarak Gerçekleştirme Azmi’ndedirler. Yaratan ile aralarında var olan Rahmet İlişkisi’nin Kesintisiz Varlığı’nı sürdürme Kararlılığı, onların Özgür İrâdeler’i ile Deklere ettikleri bir Gerçeklik olup, Rabb“in İsmi’ne İzâfetle bu Butlan bulmaz Haqq’ı Kulluk olarak İfâde ederler. Kul-İnsan, kendisini Nisbetli olduğu Kaynağa izafeten, Âlemler içinde ‘devredilemez Emanet’i’ yüklenmiş en Özgür Varlık olarak algılar. Biolojik Yaratılmışlığı’ndaki Mükemmelliğine Koşut olarak, Sosyo-psikolojik Kişiliği’nin Kuruluşu’nda Qalem’in yazdıklarını okuyarak, Dipsiz Evren içinde kaybolmaz (Hüsrân), Ahsen et-Taqwim Standartları’nda bir Hilâfet Misyonu’nu kuşanarak Human’dan ayrışır. Human’dan ayrılış, Theos’dan, Olympus Dağı’nın Zeus’usundan da, Meşhur Mitoloji’nin tamamlayıcı Paradigmalar’ı olan Promethus’dan da Kopuş demektir.. Yaşadıkları Kıta’nın İkibin Yılı’na Damgası’nı vuran Tewrat’ın Theos’u ve ona karşı diklenen Rasyon’un izlediği uzlaşması İmkansız Kavga’nın yaşandığı Rönesans Yılları’nın Ürünü olan Humaniter Terminoloji, bu nedenle onları tanımlamada, İçeriğe yapılacak Mutasyonik yahut Evrimci Müdahaleler’le de Yeterliliğe ulaşamamaktadır. Onlar, Fesâd’ın İşçileri’nce çalınmış tüm Yaldızlı Kelimeler’in dışında, kendilerini Rabb’in Terbiyesi’ne açmışlar, O’nun Âyetleri’ni, O’nun Kerîmler Kerim’i Klavuzluğu altında Okuma’yı denemektedirler.
§02 - Be Alaq II
İnsan-oluş’u gerçekleştirme yerine, İnsan’ı-aşma’yı (Übermensch) deneyen bir Yüzyıl’ın Kurucuları’nın Belleğimiz’e Boca ettikleri binlerce Müstağni Biyografi’nin Tanıkları’yız. Fuçuristler, İsimleri’nin yanındaki kapanan Paragraf’ın eğer Tekrar açılması Muqadderse, bunun da Kutsal’a Nisbetli olmayan bir Bilimsel Parametre içinde varolabileceğini Tahayyul ediyor, Hesab’a durmayı Hesab’a katmayan bir ‘Genetik Yeniden Varoluş’u kurguluyorlar. Okurlar için Uzak-gelecek, pek Uzak değil; Gelecek, Şimdi ve Geçmiş’i de içine alan bir Kuşatılmışlık, Yaratan Rabb’e Dönüş, O’nun Mulukîyeti’ne Katılış demek.. Bu İdrak, Tüm Sorular’ın Çözümü’nü barındıran Mutmain Kişiliği yaratır. İnsanlık Ağacı’nın bu çatallanan Dalları’nı, hem Okurluk Hayatımız’ın Linear Akış’ı içinde, hem Literal Okuyuşumuz da defaat’la gözlemliyoruz.. İçimizdeki Rabbânî Ses’e Samimî Karşılık verme Cehdimiz, bu Harmoni’nin Müzikal Neşesi’ni yansıtma Haqqımız, Şizofrenik Kişilikler’ce, Çarpık Tabiatlar’ı çarpabilecek Potansiyel bir Tehlike olarak algılanmaktadır. ‘Allâh’a Nisbetli bir Kişilik’ (Ubudîyet) Tercih’i, Big Brother’in Beyaz-Kulları’nca her türlü Qabul edilemez Baskı’nın Nesne’si Hâline getirilmiştir. Okurlar’ın Tercih ettiği Çizgi, varmayı amaçladığı Hedef, Hemcinsleri’ne örnekleyerek Alternatif sunma İsteği, Çizgisi’dir. ‘Zarar vermeme, Zarar’a uğratmama, Haqsızlık etmeme, Haqsızlığa uğramama’ Qararlılığı’nı, Gün ve Gece’nin belirli Dönemecleri’nde Rabb’lerine Arz etmeyi, kendileri ile aynı Ontolojik Payda’da birleştikleri Varlıklar’dan gelebilecek her türlü Engelleyici Çaba’ya Qurban etmeyecek bir Kalkan’ı kuşanmışlardır: Taqwa.. Müstağniler’in Gadri’ne uğramış Kişilik Sâhibler’i, bununla Taswir olunurlar. Dönecekleri Rabb Bugün, Bu An’da da onlara beraber’dir.. Humaniter Söylem, O’nu ötelere itelemekle, ancak kendini yoksullaştırır. İstiğna, Yeterlilik’le sonlanmaz, Mahrumiyet’le Tescil olunur. Allâh bütün olanları gözetlemekte, Nisbeti’nin Farqı’nda olanları Kesin bir Dil’le Senaryo’nun kendi İnsiyatifi’nde olan Sonu’ndan Haberdar etmektedir. Bu Oyunbozan Oyunculuğun Taraftarlar’ı, bu Çirkin Oyun’dan waz’geçmezlerse, kaybeden kendileri olacaktır. Engellemek istediklerinin Kimlikleri’ni tanımlamada, İnsan-oluşu gerçekleştirmede Başarısız kalmalarına Güçler’i yetmeyecektir. Tekil ya da Topluca yapacakları her Negatif Aktivite, Rabb’ın Kontrolu’ndeki Denetim’le boşa çıkacaktır. Bu Bilinc’in Sâhib’i olan Kişi’yi, buna Mugayyir bir Yasağa Boyun eğdirebilecek hiçbir Dewâsa Güç varolamaz. Okuma’ya, Varoluşu’nun Gerekliliği içinde yerini almaya Dewâm edecek, Kişiliği’nin Kuruluşu’na her dem bir önceki Req’at’tan daha Yakın olacaktır.
§03 - Te Qalem I
Kitabı’nın Bağlılar’ı Harfler’i, Harfler’e ekleyerek ,O Görünmez Qalem’in çizdiği Hikmet Deseni’nin üzerlerine yağdırdığı Ni’met’in Meftun’u, Mecnun’u oldular. O’nun Muhâtab aldığı her Kişi, Okurlar Halka’sı içinde tüm Yapay Hiyerarşiler’i kemiren Kurtçuğu Gözlem-leme’nin Rahatlığı içinde, Muhatab Alınış’ın verdiği Hazz’ın Sanal (Mecnunca) olmadığının Farqı’nda olarak, Ni’met Sağnağı altında Arınma’nın yaratacağı Yeni-Kişilik’le varolmaya Aday’dır. Zaman kimin bu Çetin Sınav’dan Başarılı çıktığını gösterecektir. Rahmet’in akıttığı her Damla Kan’la Hayat bulanlar, Hayat buluş’un Haqiqâti’nin Tanığı olarak, tekraren üzerlerine yağan Harfler’in döşediği Patika’dan sapmadan, Kişilikleri’nin Varediliş Süreci’ne Bilinçli Tercihleri’yle Katkı’da bulunacaklardır.
§04 - Se Qalem II
Ya Işığa Sırtı’nı dönmüşler... Onlar Mağara’da kalmaya Mahkumlar.. ‘Görebildiklerinin Bütün’ü, Işığın Mağara Duvarı’na bıraktığı Gölgeler’den ibâret’ der 2400 Sene önce Avrupa’nın Kurucu-Kenti’nden bir Bilge.. Mağara’dan dışarıya bakan, Işık’la Qaryesi’ne dönen her Sorumluluğu’nu Müdrik İnsan’ın Karşısı’nda , hep o Anîd Kişilik dikilmiş.. Gelişmemiş-Düşük İdrak, Çeperi’ni; her sorgulayan, sorguladığı için farq’eden (şu’reden), Nefsi’ni bilen Bilgeler’in önüne gerer. Tekzip budur.. Tüm Çağlar’ın Ortak oylaması ile onu Taswir edebiliyoruz. Işık Şelâlesi’nin Harfler’i tekraren üzerine düşmeyen bu ‘Kirli Elbise’, bugün de Çirkin Saçaklar’ı andıran Perçemi’yle Metropollerimiz’in üzerine gerilmiş, Global Köyümüz’ü Dev bir Mağara’ya dönüştürmektedir. Ama her Mağara, Hirâ’sını tamamlayan bir Nûr Dağı’nı doğurmaya Gebe’dir.. Küresel Qarye’nin Beyaz Ev’i, Özgürlükler Evi’nin; o İnsanlar için dikilen İlk Ev’in, her Yıl Milyonlarca Bağlısı’nı ağırlayan bu Qadirşinas Ev’in Qaryesi’nde Wucud bulan Mesaj’ı arınlamıştır bir kez. Buharlaştıramadığı yegâne Bildirge, her Gün defalarca Ümmü’l-Qurrâ’ya yönelen Bağlıları’nca Rek’at be Rek’at dimdik okunmaktadır. Yuvarlanıp Global Köy’ün Asitanesi’nde eriyen Uygarlıklar’a inat, kendi Kişiliği’ni, olmazsa olmaz Açıklamaları’nı sürdürmektedir. İçselleştirilmesi için kurulan yüzlerce Enstitü’nün Profesyonel Rasihûnu’na karşın, o topyekün İnanırlar’ı ile birlikte Medine Okulu’nun Dili’ni tüm Qaryeler’in Göbeği’nde seslendirmekte, sentezlenemeyecek Sentaxı’nı şakımaktadır.. Medyen’in Onarıcı Yılları’nı geride bırakmış, Azmanlar’ın üzerlerine serptiği hiç bir Ni’met’in Mihmet’i altında olmayışlarını farq’edemeyenlerine farq’ettirerek, Sorgulayıcı Yıllar’ın Paragrafı’nı açmaktadır: Yeminler’le Taqwiye edilen Yalan Fanus’u.. Aşağılık... Her Türkü Olumluluğun Yasakcısı.. Saldırgan.. Satırlar’ın Tanıklık ettiği Beşbin Yıl’ın katmerlenmiş Günahkâr’ı... Zorba, Saygısız... Grafikler, Siyâsal ve Ekonomik İstiğna Duygusu’nun verdiği Tuğyan İçindekiler’in, Rek’atlar’ın Bildirgesi’ni umursamamayı Tercih edeceğini gösteriyor. Bu betimlenen Wasıflar’ı Tekeli’nde tutan Güc’ün, bizden alabileceği ne bir Teslimiyet vardır, ne yaptıklarını Tezkiye edebileceğiz bir Açıklama.. Ne de Orta bir Yol.. Âyetler’i okumaya Dewam edeceğiz.. ‘Yakında’ diyenin bahsettiği Yakınlığa olan Sonsuz İnanç’la , Burunlar’ın sürtüleceği Gün’e dek Tilâwetimiz sürecek.
§05 - Cim Qalem III
Zamanımız’a Damgası’nı vuran Azgın Yedili, kendileri için Cennet’e çevirdikleri Yeryüzü’nün ilâ Nihâye yaşayacak Çatısı’nı çattıklarına Yemin ediyorlar. Tabiat Ana’nın her Weche’si ile okuduklarını sandıkları Yasa’sı gereğince, Şımarık Çocuğu’nu her dem emzireceğinden eminler. Kutsal Masa’nın dökülen Kırpıntıları’nı süpürmeyip, Az-gelişmişler’e bırakma Erdemi’nin Taqdir edildiğini gördük-lerinde Gözler’i yaşarmaktadır. Beş Yıllık, Elli Yıllık Planları’nda muhtemel gördükleri Hata Payları, İhmal edilebilir Büyüklük’te.. Rek’atlar’ın Bildirgesi’ni izleyenler, onların Başlar’ı üzerinde dolanan Rabb’in Tebdil ve Tahwil bilmez Yasası’nın her Frekans’tan Sinyalleri’ni alıyorlar. Gökkubbeleri’ni ‘Yıldızlar Savaşı’na karşı Tahkim kılsalar da, Rabb’in Ni’meti’ni aşırmaya kalkışan Ma’şer’in Çelik Zırhlı Miğferi’ni eritecek bir Plan, adım adım gerçekleşecektir. Yoksul -bırakılmışlar’a karşı yürüttükleri İstif Savaşı’ndan, Yoksun-bırakılmış olarak ayrılacaklar.. Zaman zaman içlerinde beliren, Salah’a çağıran bir Elçi’nin Sesi’ni , Cennetleri’nin Ateş’e çevrildiği Gün hatırlanması, ‘sanki daha önce seyredilmiş bir Film gibi’ dedirtecek.. Tesbih’i hatırlamakdır bu.. Işığı kitleyenler, Ateş’in Alev’i sönünce Tahrip ettikleri, yaşanır olmaktan Uzak bir Çevre’nin ortasında iki Elleri’ni Başlar’ı arasına alıp, Zulumleri’ni İtiraf edebilecekler mi? İtiraf, Yaygın bir Katılım’a kavuşabilecek mi? Ve atlatılan Şok’un ötesi’ni de Islah edecek bir Ders alış’a dönebilecek mi bu Özeleştiri-kendi kendini Kınayışlar? Belki Yeni bir Bahçe’yi daha Ateş’e çevirmek üzere Târih’in Değirmen Çarkı’na bir İvme daha verilecek.. Ta.. bir dahası olmayan Gün gelene dek..
§06 - Ha Qalem IV
Biz, Suçlular’ı Son-bulmaz-Bahçe’nin Wârisleri’ni kıskanır görmekten çok, onun Wârisleri’nin de kendileri olacağı tarzı’nda Müstehzi bir İddia’nın Sâhib’i olarak görüyoruz. Azmanlaşan Kapital’in Bekçiler’i sanki Kitap’tan okurcasına bu Pişkin Sav’ın Müddeiliği’ni yapıyorlar. Seleksiyon İlâhı’nın öteler için kollayacağı Elit’in kendileri olduğu Kehâneti’ni Koro’ya dönüştürüyorlar. Onları Kuruntular’ı ile başbaşa bırakıyor, Allâh’la Murâbıt Kişilikler’in onları Gayb-Bilgi’si ile donanmışlık İddiaları’nı küçümseyen, Allâh’ın Sağlam Planı’na olan Güven’le Yürüyüşleri’ne Dewâm ettiklerini görüyoruz.. İkiyüz Yıl’dır, Bin Yıl’dır, Bindöryüz Yıl’dır, İkibin Yıl’dır, İkibindörtyüz Yıl’dır, Süresi’ni en iyi Dehr’in Sâhibi’nin Taqdir ettiği bir Başlangıç’tan bu yana Dewam eden Uzun Yürüyüş.. Bir Süre daha sürecek Yürüyüş.. Çizgimiz’i çiziyor, Yol-Haritamız’ı gösteriyoruz. Kişiliğimiz’i ezdirmeyeceğimiz bu Yolculuk’ta, Kişilik bulmalarına Katkı’da bulunabileceğimiz Öteki olmayan Berikiler’e Kulluk’ta Katılım Sürecleri’nde hiç bir Pâye, Karşılık Beklenti’si içinde olmadığımızı Deklere ediyoruz. Kâffeten bir Barış’tır bu. Tanrı ile barışmak, kendi Cinsi’nle barışmak, kendi Cinsi’nin Küçüğü, Karşıt Cins’i, Farqlı Rengi ile barışmak, Doğa ve Gök Qubbe ile barışmak demektir.. Hiç Barışık olan, Suçluluk Duygu’su içinde olanla bir olur mu? Bu bir-olmayış ile Öteki Yaratma’nın Yanlışlığı’nın Ayrımı’ndayız. Küreselleşme’nin tek Düzeliği’ne karşı Asimile, Entegre edilmeme Azmi’dir Kişilik’li kalma Çizgi’si.. Evrensel Hatırlatma’nın Hatırı’na, Mecnûn denilmişliğe, Çılgın denilmişliğe karşı Yumuşak olan Boynumuz, asla Haqsızlığa katlanmak Anlamına gelmeyen bir Sabır’la Dik duracaktır. Târihimiz’in Bezgin Dönemeçleri’nin Dersi’ni aldığımızı bilmeli Yanlış Hesaplar içinde olanlar..
§07 - Hı Müzzemmil I
Biliyoruz Ağır bir Söz o. Ağırbaşlılık’la Sırtları’nda taşıyanlar’dan bize İntikal etmiş, Bozuk Mayalılar’ın Uykusu’nu kaçıran Waqarlı Söz.. Küreselleşme’nin ‘Ortalama İnsanı’nın kolayca Marjinali’nde görebileceği, öyle gösterilebilecek Türedi olmayan bir Ümmet’in Tahammul Taqat’ı Dahli’nde olan Wasat bir Söz aslında.. Birilerinin Uykusu’nu kaçıran bu Dehşetâmiz Sözler, Dengesi’ni yitirmemiş Mu’tedil Okur’un Neş’e’den Uykusu’nu kaçırır.. Bilsin birileri.. Karanlığın ister Beşyüz, ister İkiyüz ister Yüz olsun kaç Yıl önceki Başlangıcı’ndan beri bir nice Müzzemmil Rableri’nin Bildirdikleri’ni Tertil içreler... Gece’nin en Koyu Noktası’nda bu Tertil’le ışıldayan Cehreler, ışıldayacak Yarınlar’ın Teminâtı’dır. Işık ve Karanlığın Küresel Tedâwül’deki Anlam’ı, peşpeşe gelmenin ötesi’nde, ikisinin aynı an’da Varoluşu’dur da.. Tabiâtları’nın birini Yatağa düşürdüğü Saat’te diğeri Yatağı’ndan uyanmış, önce Tertil, sonra Tesbih’e soyunmaktadır. Bu Küresel Tesbih’in İtidal Sâhibler’i var oldukça hiçbir Gadr Süreklilik kazanamayacak, Allâh’ın dile-mesi Müstesna Bahçemiz’i yakamayacaktır. Yalnız O’nu Wekil edinmiş Tam-Bağımsız Kişilikler, Coğrafya’nın Doğu-su’nda da Batısı’nda da aynı Ağır Söz’ü haykıracaklar... Doğu’nun Yenik Uygarlık-ları’nda da, Batı’nın Müstebit Aygırlık-ları’nda da aynı Nidâ’nın Münâdililiği yapacaklar.. Bu Evrensel Zikr (Zikren li’l-Âlemin) Karanlığın Aydınlığa Awdet ettiği her Dönüşüm Saati’nde Kulaklarımız’a seslenmektedir. Allâh’tan başka İlâh yok.. Salat, Uyku’dan Hayırlı’dır... Bu Nitelikli Söz’ü bize hatırlatanlara Teşekkürler.. Bu Rüşd’e çağıran Ses, Engelleyiciler’in engelleyemeyeceği bir Yer’den gelmektedir. Bu Ses’e Tanıklık edenler, bu Ses’i bastırmaya Çalısanlar’ın Elîm Sonları’na da Tanıklık edeceklerdir. Bu Ses, Rabbi’ine giden Yol’a koyulanlar için Tezkire (Arıtıcı bır Kaynak) tır.
§08 - Dal Müzzemmil II
Ni’met Azgınlar’ı..Rabb’in Ni’meti’ne Müstağniler.. Verilmiş bir Mühlet’te Yol aldıklarından bî-haberler.. Kravatları’ndan kavrayacak bir İrâde’ce hazırladıklar’ı Ateş’e buyur edilecekler…. Lokmaları’nı Mahrumlar’ın Boğazları’ndan Geçmez eden Elîm Azâb Sahibler’i.. Kendilerine döşeyip bezedikleri Yerküre’nin ve yararıklar’ı Yalancı Dağlar’ın Sarsılacağı Gün’e Doğru yol alıyorlar.. Dağlar’ın yerinde Yeller esmektedir..Qadim Dünyâ’nın Tiranları’na gelen Mesaj da buydu. Rasul’e İsyan eden Fir’awn Kıskıvrak yakalanmıştı. Örtülebilir mi bu Gerçek.. Saçları Ağarmış Dünya’nın Saçlarını Yolan Çocuklar’ı… Gökler ağlamayacak size,Ögke’nin sesi’dir Yıldırımlar’da duyduklarınız… Bi’l-Fiil Waad’dır bu. Rabb’e giden bir Yol arayan’a işte Rehberlik.. hatırlayacak mısın?
§09 - Zel Müzzemmil III
Gece ve Gündüz’ün Mahkumları, Gece ve Gündüz’ün Seyyâhlar’ı.. Soluk aldığımız Evren’in Münşi’i, Bireysel ve Toplumsal Umrânımız’ın İmârı’na Da’wet ediyor bizleri.. Aydınlık Uzak Geçmişimiz’i bürüyen Karanlığın ardındaki Mutlak Aydınlığı hatırlatıyor Unutmuşlarımız’a.. Müzzemmiller’in üzerlerindeki Ağır Yük’ün Paylaşımcıları’nı, o Tâife’nin Yerküre’ye dağılmış Görev Açılımları’nı sunuyor bizlere.. O Taife biziz, biz Yerküre Okurlar’ı.. Hastalıklar bizi Yatağa düşürmedikce, Yataklar’a düşürülmüşlerimize Şifa sunan Şifâhaneleri İmar, İşimiz bizim. Hasta Bedenler ve Hasta İdraqler için Sağıtıcı Rahmet bu Tezkire’de.. Kimi Qıraat Düzeneğimiz içinde Varoluşsal Misyonu’nu sağıtacak, kimi Ayıpları’nı örtecek Yapraklar bulacak onda.. Kimi İmkanları’nı topyekün Seferber etmiştir, kimi Düzenek Dışı İrtibatı’nı sürdürmektedir Kaynak’la.. Okumak, Hayat bulmak demektir.. Islah Adı’na Yeryüzü’nü Fesad’a verenler, Arz’ın nice Coğrafyası’nı Kan’a boyadılar, biliyoruz ki Dewâm da edecekler.. ‘Topyekün Barış’a Mesâfe koydukca, İlâhî Barış’ın Rahmet’i onları ıslatmayacak.. Küçük Haneler’i Zindanlar’a çevirenlere, Büyük Haneleri’nde Huzur bahş’edilmeyecek. Balkanlar, Kafkasya, Ortaoğu’nun Saldırganlar’ı Karşısı’nda Teslim-i Silâh etmeyecek Erler, bizim Erlerimiz, bizleriz.. Onların ‘Okuyuşları’ da kendilerince olacak.. Tertil’den Muaf Okurlarımız’dandır Yeryüzünü Allâh’ın Fadlı’ndan İbtiga etmek için adımlayanlar.. Kapital’in ‘Küresel Dewlet’ olduğu bir Dönem’in Ewlâtlar’ı, Tertil Okurları’nın üzerindeki İstiz’af’ı , toplu Fadl’a dönüştürmenin Yolu’nu arıyorlar. Bu İstif Ekonomisi’nin Çarklar’ını tıkayan İnfâq Ekonomi’si, Ahsen-Kredi’dir. Bilir ve bildiririz ki: Biz Salat’ı ayakta tutanlar, Zekatı gerçekleştirenler, Kişilikleri’ni gerçekleştirme Azmi’nde olanların Fazlı’nı İmkanlı kılmak için Allâh’a Kredi açanlarız.. Allâh’a.. Sanal Dewlet’in yerini almaya kalkıştığı Qadîr-i Mutlaq’a..
§10 - Ra Müddessir I
Uzun Yıllar üzerimizi bürüyen ‘Çelik Zırhlı Duvar’ın yıkıldığı bir Periyot’ta, Müddessirler’in Mahmurluğu geride bırakarak birer İnzar-Umut Anıt’ı Hâli’nde Bütün Yerküre’ye dikildikleri bilinmeli. “İlâ-i Kelimetu’llâh’ için..’ Dünyâ’nın Etekleri/Çağın Karakter’i’ temizlensin için. Târih’in Rafinesi’nden elenememiş bütün ‘Modern Zaman Ricsleri’nden uzaklaşabilmek için.. Yalnızca ‘Mutlaq İyilik’in ‘Teksir’i için.. ‘Kozmik Plan’ın İzi’nde bir ‘Uzun Soluklu Yürüyüş’le sürecek ‘Hikemî Uyarı’ için Ayakta’yız.
§11- Ze Müddessir II
Analar’ın Karnı’ndan ‘Çıplak olarak’ Dünyâ’ya gelenlerin, Dünya’nın Ni’metleri’nin Qabul’edilemez Zâlim Paylaşımı’na İmza atarak Kişilik Dünyâları’nın ‘Çıplaklığı’na’ bizi Tanık etmeleri, bir Yoksunluğun Traji-Komik Görünümleri’ne ‘Yasallık Zırhı’ geçirmeye Çalışmala’ı Qabul edilemez. ‘Wahyî İnzar’a Sağır Sultan kesilenlerin, Varolan’ın aynı Mihwal üzre büyümesine adanan ‘Tamahlar’ı’, onları Sünnetu’llâh’ın Matematik Kesinliği’ndeki Yasaları’nca ‘eştikleri Çukur’a sürükleyecektir. Küçümsedikleri her ‘Alâmet’, ‘Meş’um bir Kuş’ gibi Peşleri’ni bırakmayacak. Âyetler’in ‘Rahmânî’ Yüzü’nü okumada Acz içinde olanlar, ‘Hayal-i ‘A’mal’lerinde Kişilikleri’ni seyredeceklerdir. Bu Bildirge’nin yazıldığı ‘Zamansal İklim’, Ondokuzlar Fırtınası’nın Ondokuz Asır’dır Ektikleri’ni henüz biçmemişken, onlarca Yıl süreceği Kehâneti’ni biçtikleri bir ‘Enduring Freedom’ Kalkışması’nın İklimi’dir. ‘The end of history’ , ‘Fitne kalmayıncaya, Liberti yalnız Ondokuzlar için oluncaya kadar’ ‘Geist’i ‘tamamlamaya Yemin ediyor. ‘Aydınlanma’nın Nârı’nı hiç bir ‘Üçüncü Dünya Ağzı’nın söndüremeyeceği Konusu’nda yapageldikleri ‘ölçüp biçmeler’in ‘Qatiyyet Hesapları’ndan Emin’ler.. ‘Sanallık içre yaşayanlar’ın Ayna’nın Arkası’ndan Ayna’nın Önündekiler’e taktıkları ‘Zişan-ı Nişan’ın Büyü Bombardıman’ı, üzerini setr’ettikleri Medeniyet’in Çocukları’na, Güneşleri’ni Balçık’la sıvattırmak istiyor. Sıvanamaz Güneş Balçık’la.. Sıvalar’ın döküldüğü, Sınavlar’ın çözüldüğü, Yorganlar’dan sıyrınıldığı, uyanması gerekenlerin uyandığı, yüklenilmesi gerekenlerin ‘Download’ edildiği bir Dilim’e and olsun ki, Âqibet, Muttaqîler’indir.
§012 - Sın Müddessir III
Biz ‘Musalliler’, Miskinler’in İt'am edilmediği bir Dünyâ’nın Dillendiriciler’i... Dilimiz batıyor birilerine.. ‘el-Hâidin'e... "Gösterilen Dünyâ'ya" balıklamasına dalmayanlar, ‘Mustenfire Eşekler’in üzerine bir Qaswet çökertiveriyor. Kendi Gölgeleri’nden korkuyorlar, "Qaswere Gölgesi"nden bir Firâr’dır bu.. Kovalayan değiller hatti-zâtında, kovalananlar onlar.. Savaştıkları Şey ‘Tezkire'nin bizzat kendisi.. "Yewmi'd-Din" Vurgusu’nun yapıldığı bir "Bildirge"yi Qabul etmemeye kilitlenmişler.. "Son"dan hawf’eden-ler'in "Son"a doğru ilerleyen bir Süreç’te hep "Qudemâ" kalacağı Açık’tır. İdraksizliğinin önü’ne bir Perde gibi germişlerdir "neşredilmiş Sahifeler" İstekleri’ni.. Oysa ön-leri’ndedir ‘TeZKiRe’. İsteyen her Birey’in "Zikr’edebileceği" Tezkire.. Zikr’edebilme Potansiyel’i taşıyanlardır ancak zikr’edebilecek olanlar.. Allâh'ı "Taqwâ"nın ve "Mağfiret"in Kaynağı görebilme "Sıçrayış Noktası"na ilerleyebilenlerdir.. ‘Tezkire’ ne söylüyor? Eylemler’i ile kendilerini özgürleştirmeye çağırıyor "Yemin/Misaq" Kaçkınları’nı.. Şefaatçiler’in Şefaati’yle değil, Anlamlı Eylemler’in Güc’ü ile Kurtuluş’a inanan bir "Dawa" seslendiriliyor. Zorlamıyor, katıldığı Doğrular’la "ileri" ya da "geri" Yolculuğu Tercih edecekleri, yaklaşmakta olan "Yaqîn"in "Gerçekligi ile Şoke ediyor. "O Bahçe" den bakınca görülen "Suçluluk" Portresi’nin "Derinliği"ne iniyor. "Saqar"ın Cazibesi ne? Saqar, "bir başka Tanrı"nın Orduları’yla Tahkim edilen bir yer değildir. "Nâr"ın da Ayak’ta Tutucular’ı Allâh'ın Melâike’si.. ‘Oluş Dünyâsı’nda karşılaşılan bütün Âyetler, bir Kazanç/Kaybediş Prosesi’dir.. Ûtu’l-Kitab ve Mü'minler Şüphe Hastalığı’na tutulan ‘Hasta Qalpliler’ gibi değillerdir. Allâh'ın Meseller’i onları "geride" kalmaktan kurtarır, ‘ileri’ye sewk’eder. Hastalıklı Qalpler saparken, onlar ‘’ziyâdeleşen İmân"la Hidâyet’te ilerlerler.. "Beşeriyet için" bir Zikr olan "Tezkire'yi" izlerler.. Tezkire Ordusu’nun Sayım’a gelmez Yürüyüşü’nde bulurlar kendilerini..
§13 - Şın Fatiha
Hamd Dolu’yuz, "Âlemler" içinde yer aldığımız, "Âlemler’in Mürebbii"ne yöneldiğimiz için.. Merhamet'in Kaynağı olan bir Mürebbi'nin Terbiyesi’ne katılan Kişilik, Bugünü’nden Yarını’na, ta ‘Yewmi’d-Din'de O'nun Mulukiyeti’nde sonlanacak bir "Varoluş Süreci"nin Özne-Nesne'si kılınmanın "Hamd"i ile Dolu’dur. Biz yalnız O'nunla var’olur, yalnız O'na açarız Noksanlıklarımız’ı.. Üzerinde kalmak istediğimiz "Belirlenmiş Güzargâh" budur. Târih’in ta Başı’ndan beri ‘Ni’met’e Ermişler’in Güzargâh’ı’.. Tüm Rek’atlarımız, tüm Coğrafyamız bu Qararlılık And’ı ile çınlamaya Dewâm edecek. Küresel Şaşkınlık, Küresel Sapkınlık'ın "Modern Hattı"nı dışlayan bir Fatiha'dir Duamız.. Kitabımız onunla başlar, Rek’atlarımız onunla kurulur.
§14 - Sad Leheb
Alev Alev yanan bir Dünya’nın Ateşi’ne atılmış "İbrâhim Millet’i".. Dünyâ’nın Egemenleri ‘İki Eli’ni’ uzatmış ona.. Dostluk ve Diyalog için değil.." Sıkılacak iki El de bendekiler ", verdiği Mesaj bu.. ‘İki El'in Sembolize ettiği Siyâsal ve Ekonomik İstikbar’ın, Ateş'teki İbrâhim'in "Direnci" Karşısı’nda asla Varolma Şans’ı yoktur. Bütün Eylemler’i boşa çıkacak, hiçbir Etkinliği onu "kendine Yeterli" hale getiremeyecektir. Ateş eken, Ateş biçecek, yaktığı Alevler kendisini kuşatacaktır. Bütün İşbirlikçi Yardımcılar’ı, Hamallar’ı, yaktıkları kendi Ateşleri’yle başbaşa kalacaklardır.
§15a - Dad Tekwir
İlerlediğimiz „Son" Bugün’den „hazırladıklarımız"la yüzleşeceğimiz bir Kavşağa bırakacak „her bir Kişi"yi.. „Kızıştırılan bir Cehennem" ya da „yaklaştırılan bir Cennet".. „Hazırladıklarımız"ın kaydedildiği Sahifeler uçuşacak üzerlerimize.. Ve sorulacak „Güçsüzler"in niçin „gadr’edildiği". „Küresel Roma"nın „Ortak bir Nefs" den var’edilen „İnsan"ı Cinsiyet üzerinden İyonize edip „Femin"i iki Yönlü Qatledişi’nin Seyirci’si kalmayacağız.
§15b -Tı Tekwir
Karanlığın en koyulaştığı bir „Dem"in Farqı’ndayız.. Sabah'ın Uyanış Soluklar’ı Meçhulümüz değil.. Kerîm Elçi'nin „Sözü"nü, muğlaklaştıracak, onu „Haqiqâti"nden başka bir Saçayağı üzerine oturtacak „Komplo"nun Bozucuları’yız. Soruyoruz, Soru’nun Gerçek Muhatapları’na: „Bu Gidiş Hayr’a Alâmet değil, nereye götürüyor, nereye çekiyorsunuz İnsanlığı?" „Haqiqât"in Zuhuru’nun engellenemeyeceği Dersi’ni vermedi mi size Târihiniz? „Siz" yani hâla „vazgeçip, Haqiqât’e katılma Şansı’nı yitirmemiş olanlar." Qur'ân, Terci-hi’ni Haqiqât’ten yana yapmak isteyenler için „Zikr" Oluşu’nu sürdürecek, Rek’atlarımız’dan Ufqu-muz’a doğru, Ufqumuz’dan Dünyâ-mız’a doğru Hayat vermeye Dewam edecektir.
§16a - Zı A’lâ
Allâhü Teala’nın Hilqat’ı bu.. Biz’i o yarattı, o Teswiye etti, Kimlik verdi, Kişilik verdi..Qaderimiz’i Belirleyen o, Hidâyeti’ni izlediğimiz O. Bahar’ı getiren o, Kış’a çeviren de.. O okutuyor bizi, Okutman’ı da unutmayacağız, okuttuklarını da.. Okumaktan Mânâ’nın ne olduğu-nu’da, Dört Kitap’ın Mânâsı’nın nerde toplandığını da.. Elifler’den Lam-elifler’e dek.. Elif’den Nûn’a dek.. O’nu zikr’etmeyi, Îlâ-i Kelimetu’llâh’ı unutmayacağız.. Unutkan İnsan’a hatırlatacağız Ünsiyet kurarsa bizle.. Ev’den kaçan Ev’e döner, Wahşet’ten İnsanlığa Yol alırsa.. Unutanlar, o istemedikçe unutamazlar.. Ona Tewvbe ile dönmeyenlerin Kötü-lükler’i unutulmayacaktır. Fayda verdikçe okuyacağız Rabb’in Bildiri-leri’ni,, Yeryüzü’nün Huşu Sahip-leri’nde Zikr Yankı bulacaktır, biliyoruz.. Eşqiya Cunub gezecek, onu da biliyoruz.. İçinde yaşamak ta ölmek te, Ölüm ve Yaşam’a benze-meyen Büyük Ateş’e yaslanmayın, Kolay Yol’u Zor etmeyin.. Müyesser olsun Açılımlar size diye ‘Rabb’i A’lâ Benim’ diyenlere, Müstewliler’e okumaya Dewam edeceğiz.
§16b - Ayın A’lâ
Biz "Kimliğimiz’i" ta İbrâhim ve Mûsâ'ya uzanan Sahifeler’den beri aynı Şekil’de okuyoruz. Bu „Âidiyet"in „Diriltici Ses’i" olan Qur'ân'ın "Evvelkiler’in Sahifeleri" için gerçekleştirilen "İnfâz"a uğratılması, onun "Okurlar"ı olduğu müddetçe asla gerçekleştirilemeyecektir. Yaratıp biçimlendiren, Taqtir eden bir Rabb'in „Tesbihi"yle "hemhal olmuşlar"ın "Kolay Yolu"nu „zorlaştırabilecek bir İrâde"yi tanımıyoruz. Bu „Oluş"a katılmak isteyenler için „Zikr"i Canlı tutmak bizim Ödevimiz. „Bedbah kalmayı" Tercih edenlerin bu Dünyamız’ı Bedbah kılma Arzuları’na Seyirci kalmayacağımız Âşikar’dır. „Tezkiye" bir Süreç’tir ve sürecektir. „Daha Bâqî ve daha İyi"yi Tercih edenler, Salat’la Saadet’e erme Qararlılıkları’nı sürdürecekler.
§17- Ğayın Leyl
Gündüz’ün Tecelli’si ile Gece’nin kapadıkları Bertaraf edecek. 1400 Yıl’dır süren Gündüz’ü gölgeleyen Geceler’in Kalıcı olması Mümkün değil. Erkeği ve Dişi’si ile farqlışan Eylemler. Biz de kendi Rotamız’da Güzelliğin Egemenliği için îta ve İttiqa’ya Dewam edeceğiz. Hüsnâ’nın Çağrısı’na Müstağni kalanların Buhulet’i olmaz’ı olduran bir Tereddi Zamanı’nda Mal’ı Fayda veremez ona. Geceler Çağı’ndan Gündüz’ün Gölgeleri’ne dek Bütün Zamanlar’da (İlk ve Son’da) Tasdiq Yol Gösterici’dir. Tekzib ve Tewalla Sâhibi’ne kabaran Ateş’in bile verebileceği bir Uyarı bulunmuyor. Malı’nı vererek Tezekki eden’in uzaklaştıran Güçler onu uzaklaştırmıyor. Yalnız Rabb’in Rıza’sı için verene, verilecek olan Ecr’i Ni’met’i kim engelleyebilir. İleride bekleyen son, ancak Rıza’dır.
§18a - Fe Fecr
Salat’ı Uyku’dan Hayırlı bilenleriz. Şafak, Salat’la atar bizim için. Karanlık Geceler’in ardından Tulu’ eden Sabah’ı izleyin.. Arkamızda bıraktığımız 10 Gece’yi.. Mûsâ’nın Günleri’ni, Qıyâmet’e kadar Bayram olan Zi’l-Hicce’yi, Şehr-u Ramazan’ın Taqdir Geceleri’ni.. Geçecek tüm Geceler.. Mecnûn dediklerinizle buluşacak Leylalar Şeb-i Arus’da ‘Haqq ile Bayram’ edecek.. Zî-Hicr için Qasem olsun… Arkeologlarınız var mı bir Rey’i, Rabb’in Faaliyet’i haqqında? Ne yapmıştı Âd’e.. Yüksek Sutunlar Sâhib’i İrem olsanız ne Gam.. Sanıyorsunuz Tüm Beldeler’de sizin gibisi yok, Emsalsiz Mahluqlar… Wâdiler’de Kayalar’ı yontan Semûd’sunuz… Ay’a değin değdi Elleriniz.. Ehrâmlar’da Fir’awnlar’a Kapanmaz Farq attınız.. Ülkeler’i İfsad’da Eliniz’e Su dökemez Fir’awnlar…Kopya Uygarlığınız ha bire Fesad Teksir ediyor Tüm Yeryüzü’nde.. Azab Kamçılarınız şakıyor Ülkeler’in Yeri’nde Göğü’nde…Misli’yle size dönecek Kamçılar… Ektiğiniz’i biçeceksiniz.. Gökler’i Gözleyen Evleriniz’i Rasat’ta Gökler.. Tüm Canlıklar Şâhid, Şâhikası’nda Cürmleriniz’e..
§18b - Qâf Fecr
Sen Human! Nedir bu Başına gelenler?. İbtilâ olduklarına karışmıyor mu sanıyorsun Rabb’in.. Seni İnsanlık’ta yükseltmeyen Nimetler’in Azgını’sın.. İkramlar’la Mükerrem olamayan Esfel-i Mahluq’sun.. Bağışlar’ın Maqarrı’nı İtiraf’la ona giden bir Yol tutan başka… Azıcık verip Çoğu’nu kendine Tahsis ettiklerini Eli’nden aldığında Rabb’in, başlarsın Şeqwâ’ya.. Rabb İhânet etmez.. Dön bak bir Ayna’ya… Yetim’e İkram etmeyen Düzeniniz’e… Yoksulluğu Bitirme Tehaddi’si olmayan Planlarınız’a.. Dünyâ’nın Mirâsı’nı ne Çabuk tükettiniz öyle. Doymak bilmeyen Kapital Sevginiz.. Bilgelik-Sevgi’si yerine Hubb-u Cem.. Bankalarınız’la Gurur duyuyorsunuz. Çöl’de size Su olacak Hörgüçleriniz mi onlar? Çölleşince Yeryüzü, Sarsıntılar’la sarsıldığınızda ne Fayda. Mirsad’da olanlar Olaylar’a el koymuşlardır.. Saf Saf başlamıştır Yeryüzü Sorgu’su, Gökler’in Terazi’si.. Cehennem Orta Yer’e çıkmışsa Bildiriler’i Hatırlama’nın artık ne Fayda’sı vardır. Hayat’ın orası olduğunu anlamışındır. Var mı Bugün’e bir Taqdimen. Tekâsür Uygarlığı’nda Kewser Irmaklar’ın? Hayatı nasıl Azab etmiştin Ötekine ve kendine, hatırla..
§18c - Kef Fecr
Bilesiniz.. Rabbi’yle Yol tutmakla Mutmain olmuşuzdur biz.. Nefs-i Mutmain, Radiye ve Merdıyye… Rızâ-i İlâhi’ye Müteweccih bir Kişilik İnşâ eder . Haqqı’dır Haqq’a Tapan Kişiler’e ‘İbâdî’ Sada’sı.. Bu Nisbet için, bu Nisbet’le yaşarız biz. Musallat olduğunuz İnsanlarımız’ın Önünüzde Boyunları’nın eğilmeyişi bundandır.. Çiğnense de Haqq’ı Tutup kaldırmalar’ı bundan… Cennetiz’i Alevler sardığında Alevleriniz içinde ‘Cennetî’ Sadası’nı duymaları bundan… Kewser’in Cenneti’ne Dâhil olurlar, Müdâhil olamazsınız bu Taabbud Çizgisi’ni sonlandırmaya… Rucu etmek isteyen, Rabb’i ile barışmak isteyene Gökler’in Kapılar’ı Sonsuz’a dek Açık’tır.
§19 - Lam Duha
Gün ışımaktadır… Güneş Şafak’ta görünmüşse, Çevrimi’ni tamamlayıp Rabbi’ne dönene dek bizledir artık.. Yetim Elçi’ye olan İhtiram’ı, onu aramızdan aldıktan sonra da kesilmemiştir, ne İlk Günler’de ne Son Günler’de.. Rabb’i Yed-i Beyza ve Asa’yı Mûsâ’yı Tewdi edene dek tüten Ocak sönmez. ‘benim Kullarım’ diyen Kulları’nı Bîçare bırakmaz. Medeni-yetimiz’in Dün’ü bir yana, Doğacak olan Haqq’ın Wâd’i daha Hayırlı’dır.. Son’u belki Başı’ndan daha Hayırlı olacak bir Yağmur’dur bu yağan… Kewser’in suladığı Cennetler’de bitecek her dem Yemişini’ni veren Ağaçlar.. Şecere-i Kewn verecek biz Radiye-Merdiye olana dek…
Yetim’dik, Awniyeti’ne aldı. Yol’dan çıkmıştık, Yol’a soktu. Harabe’ydik Ma’mur etti.. Sözümüz’dür Yetimler için Çatı’yız biz. Tüm Mahrumlar için İhtiram’dır Yolumuz. Ey Ni’met Azgınlar’ı, Rabb’in Nimeti’ni anlatmaya adanmıştır Ömrümüz.
§20 - Mim İnşirah
Cehennem’e çevirdiğiniz bu Gökkubbe altında Göğüslerimiz’de duyduğumuz İnşirah O’ndan… Minnet ettiğiniz Yüklerimiz’i Sırtımız’dan indiren O. Ona Nisnetli bir Kulluk’la Taltif edilmiş, Terfi ettirilmişleriz. İnsan’ı İnsanlıktan çıkarıcı Yükleriniz’i taşıtamayacaksınız.. Ne Bedenleri’ni, Qalpleri’ni Baskılar altında inletemeyecek-siniz. Siz’den gelecek tüm Onur Payeler’i size, Ahsen-i Taqwim Maqamı’ndan Humaniter Sefâlet’e Mahkum edemeye-ceksiniz. Biliyoruz Zor bir Yokuş bizimkisi… Âti’yi Katanlık görüp Azm’i elden bırakmak olur mu? Zorluklar’ı Aşma’nın bir Yolu’nu Yordamı’nı bulacağız.. Dağ’a Kazma’yı vurmaya başlamışsa Ferhat, Dağlar Düz olacaktır. Âyet Âyet Sûre Sûre Zorluklar’dan yürüyeceğiz Feth-i Mübîn’e.. Bir Necm’den çıktık mı diğeri’ne, Bir Burc’dan Öteki’ne Yol alacağız Yer Adamız’da Siretimiz tamamlanana dek.. Mübârek Geceler’e Rağbet edenler, Mübârek Gündüzler’e Wuslat edeceklerdir.
§21a - Nun Rahmân
Rahmânu’r-Rahîm Allâh’ın, Hâlıqımız’ın Ta’limi’nde Okurlar’ız.. Ders aldığımız Kitab’ın Beyannâmesi’dir bu. Gezegenmiz; onun Göğü, Güneş’i, Ay’ı hep o Büyük Hesab’ın Sâhibi’nce düzenlendi. Her bir Oluş onun için Secde’de.. Gök’teki Derinlik’ten ürpermeyen, Yer’deki Canlılar için Uygun Düzenlemeler’den Hikmet devşirmeyen ne öğrenmiştirki Bilgelik’ten.. Herşey’de bir Mizân.. Mizân’ı Bozmaya kalkmak, onunla oynamak ne Haddimiz’e.. Wezn, Qıst’la İfâ edilmeli..
§21b - Waw Rahmân
O’nun Maqluqu’uz.. Bu Waqar’la Yeryüzü’nde yürüyen İki Ağırlık: Erkekler ve Kadınlar… Arz Secde’ye yönelen İnsan ve Semâ’ya Uruc’a çabalayan Cann. Doğu’su ve Batı’sı ile tüm Yeryüzü, Birbirine kavuşma Aşkı’ndaki Denizler, İnci ve Mercan Hazineler’i Sineleri’nde gizleyen Bâkir Deryâlar… Kara’da Deniz’de sayısız Dewasa İnşaatlarımız…Biliyoruz hepsi Fânî.. Mezar Taşımız’da ‘Hüwe’l-Baqî’ Yazanlar’ız Biz.. Yeryüzü’ne Kazık çakacaklarını sananlar’la Farqımız bizim.. Boyunlarımız’ı Yeryüzü’ne çakılmış Zincirler’e bağlamak isteyen Tasallut’a, ‘Altın Tasma’ya direnen Göğüs bizimkisi. Rabb’e Teweccüh eden Bir Yüz’dür Kimlik Kartımız’da yazan. Sen, ondan Müstağni Mağrur Batakhane Monark’ı, Nasipsiz, Nisbetsiz, Meselesiz, Gerçeksiz Adam.. Yer ve Gökte ne varsa ner an bir İnşa’da olandan İster tüm İstekleri’ni.. İstemeden de verir İsteyen’e de Haqq’ı.. Ey Ecinniler Tâife’si, Ey Humanizm’in Kullar’ı, ey Yeryüzü’nün Değerleri’ne Mahpus olanlar.. Fizik Semâ’da Gözler’i olanlar, Aqtar-ı-Semâ’ya Nufuz İmkanınız var mı? Benzeri’ni getiremediğiniz bu Kitap’a Karşı bu Körlük niye? Sultân-i İlâhî İzn’i olmadan kimin var böyle bir İstidât’ı? Ateş’le oynuyorsunuz, yanarsınız.. o Semâ İnşiqaq ettiğinde, Yanan bir Gül gibi kızardığında, Kerşey orta yere dökülmüştür.. Suçlar’ı sormaya ne Hacet, çok iyi biliyorsunuz artık sizi bekleyenin ne olduğunu.. Sizin Tercihiniz’di bu. Simalarınız’dan tanıyoruz sizi.. İrfan nedir bilir misiniz? Alınlarınız’da yazıyor Herşey, Ayaklar’ı Zincirli olan bugün sizsiniz. İşte Mücrimler’in yalanladıkları Cehennem Gerçeği…
§21c - He Rahmân
Cennet’i Cehennem’e çevirenler, biliniz.. Yaşam, içinde olduğunuz Cehennem’den ibâret değil. Onun Cenneti’ne girmeyi Tercih edenler için Yaşayan Cennetler bir Haqiqat.. Rabb’in Maqamı’ndan Hawf ile Haq nedir Huquq nedir bilenler için, içiçe geçmiş Cennetler açılır.. Renğin, Çizgi’nin, Niteleme’nin, Öz’ün Muhteşem Uyum’u.. Bitimsiz Kaynaklar, Sonsuz’a dek akacak Irmaklar…Ebedî Hayat’ın Ebedî Çiftler’i, Çift Çift Ni’metler’e Mahzarlar… Rahat Yüz’ü göstermediklerimize serilmiş Yüksek Yataklar, İstirahatlar… Sevgi’de Birbirine Adanmış Hayatlar, Göz Surur’u.. Yaqut-lar, Mercanlar… İhsan’la Geçen bir Mâzi’nin Güzellikler’le Dewâm’ı.. Ey Ateş’in Kızıl-lığı’nda yananlar, Yemyeşil buralar’ı.. Hurma, Nar Diyâr’ı… Hayrât, Hisân Diyâr-ı burası…Otağlar kurulmuştur Maqsurât için..Ne bir İnsan ve bir Cann’dan Tehlike algılamazlar.. Yeşil Çimenler, altlarına Serilmiş Halılar.. Celâl ve İkrâm Sâhib’i Rabbimiz.. Ne Mübârek bir İsim O!.
§22 - Lamelif Asr
Human… Genetiği ile Oynanmış İnsan Soy’u.. Şeytân’ın Yaratılış’a Dahl’i ile Hormonlu Gıdalar’la beslenen Sefâlet Nesl’i… Cennetimiz Tasallut altında.. Musallat Bela’dan Müstesna olan İnsan, bir Nitelikli Eqalliyet… Emin’iz.. Bir’dir, Biriciktir, Benzesiz, Milâd’ı olmayan, Ewlâd’ı Bulunmayan es-Samed’in Mü’minleri’yiz.. Tanımladığımız her Kare, İttiqa edeceğimiz Kırmızı Çizgilerimiz.. Haqiqatimiz, Haqqaniyetiniz’e Emânet değil.. ‘Yumuşak Boylu isek de Uysal Koyunlar değiliz’.. Kutsalı’nı yitirmiş bir Dünyâ’nın Rûhu’yuz, Tuzu’yuz. İnançlarımız, Değerlerimiz, bizde Mahpus kalsınlar için değil, Amellerimiz olsunlar içindir.. Yaşıyacağız, yaşatacağız.. Mefsedet’in Def’i, Maslahat’ın Celb’i için var’ız. Salihât İ’mal edeceğiz, Faaliyetlerimiz ‘nasıl emrolunmuşsak öylece Ceryan edecek’.. Wasiyetimiz’dir Haqq. Haqiqât’i tawsiyeleşir, Haqqaniyet’i Miras bırakırız, Tekme yer Çifte Yer Haqq’ı tutar kaldırırız.. Okumaktan Mana biliriz Kişi Haqq’ı bilmektir.. Haqq ile Bayram edene dek Sürer, Haqqa Wâqî olana , Tahaqquq edene dek.. Ne zaman Tahaqquq eder bu Pempe Taplo diyenler. Sabr’edin görecektir Duranlar Yüyüyen’i.. Sabredenler’le olan bir Rabb’ın Kullar’ı Sabr-u Sebat’ı tawsiyeleşmeye Devam ediyorlar. Değerleri’ni yozlaştırmaya Safları’ını geriyorlar, Toplu vurdukça Toplar’ın sindiremeyeceği Sineler’de Cehennemler’i söndürüyorlar.
§23 - Ye Zilzâl
Gün gelir Dewrân Döner.. ‘Yalan Dünyâ benim’ diyenin Yas’ı başlar… Kewnî Sarsıntılar, Elleriniz’le yapıp ettiklerinizin Artçı Şoklar’ı.. Dağlar Tanıklığa gelir.. Bağırları’nda neler Saklı’dır dökülür bir bir ortaya… Human Perişan’dır, Human Şaşkın, Human Çaresiz.. Ne Sorsa ne arasa Nâfile.. Final Sahnesi’dir bu. Tüm Gizler çözülmekte, tüm Haberler orta yere dökülmektedir. İnsan’a wahy’eden Rabb’inin Yeryüzü’ne Wahyi’dir Zilzal.. Ameller’dir ortaya dökülen. Defter-i A’mâl’i İnsanlığın sahnelenmektedir Sahneler’de.. Tüm Haqlar’ın Ödenme Waqti’dir. Zerre Miktar’ı Hayr, Zerr’e Miktar’ı Şerr’in bile kaybolmadığı, Vizyon’da olduğu bir Mahkeme-i Kübrâ.. Okumaktan Mâna Huquq’u Müdafaa ve Muhâfaza etmektir.